Emziren annenin beslenmesi, hijyeni, vücut ve meme bakımı,
dinlenmesi, psikolojik durum.
Doğumdan sonra, kilo vermek için acele etmemelisiniz. Düşük kalorili
diyetler yapmanız ve beslenme düzeninize dikkat etmemeniz salgıladığınız süt
miktarının azalmasına neden olabilir. Bu süre içinde normal beslenmenize devam
etmeniz, sadece fazla şeker ve yağ içeren hamur işleri gibi ürünleri
sınırlandırmanız yeterlidir.
Emzirmekteki en önemli kural inançlı olmak. Sütünüzün yettiğine ve
yeteceğine mutlaka inanmalısınız. Buna ek olarak iyi beslenmeli ve
dinlenmelisiniz. Gece dinlenebilmek çok önemli çünkü prolaktin hormonu gece
salgılanan bir hormon. Tatlı şeyler tüketip gereksiz kilo almaktansa, bol sıvı
tüketin, bol sütünüz olsun.
Emziren
annenin beslenmesi, hijyeni, vücut ve meme bakımı, dinlenmesi, psikolojik
durum.
Doğumdan sonra, kilo vermek için acele etmemelisiniz. Düşük kalorili
diyetler yapmanız ve beslenme düzeninize dikkat etmemeniz salgıladığınız süt
miktarının azalmasına neden olabilir. Bu süre içinde normal beslenmenize devam
etmeniz, sadece fazla şeker ve yağ içeren hamur işleri gibi ürünleri
sınırlandırmanız yeterlidir. Emziren annelerin ayda iki kilodan fazla ağırlık
kaybetmeleri uygun değildir. Emziren anneler, normal enerji ihtiyaçlarından 500
kalori daha fazla almalıdırlar. Bu enerji, süt üretimi için gerekmektedir.
Günlük beslenmeye 1-2 su bardağı süt, 3-4 dilim ekmek eklenmesi ile bu enerji
ihtiyacı karşılanmış olur.
Süt miktarını etkileyen en önemli etmenlerden biri, annenin sıvı
tüketimidir. Annenin sıvı tüketimi yetersiz ise, salgıladığı süt miktarı da
azalmaktadır. Emziren annelere önerilen günlük sıvı tüketimi; 12–15 su bardağı
yani 2,5–3 litre kadardır. Bu miktarda sıvı su olarak da tüketilebileceği gibi,
ayran, taze sıkılmış meyve suyu, ıhlamur, adaçayı, meyve çayları gibi bitki
çayları da tüketilebilir.
Her gün, 1 porsiyon etli yemek ve 1 adet yumurta tüketmeye özen
gösterilmelidir. Bu besinler, hem diyetin protein kalitesini arttırmış olur hem
de diyeti demir mineralinden zenginleştirir.
Annenin diyeti çoklu doymamış yağ asitlerinden zenginse, anne sütü de bu
yağ asitlerinden zengin olur. Çoklu doymamış yağ asitleri, beyin ve göz
gelişimi, bağışıklık sistemi ve kalp sağlığı açısından önemlidir. Bu nedenle,
emziren annenin haftada 2–3 kez balık tüketmesine ve yemekleri hazırlarken tek
tip sıvı yağ yerine ayçiçeği, mısırözü ve soya yağını karıştırarak kullanmasına
dikkat edilmelidir. Bu çeşit beslenme tarzı ile anne sütü bu yağ asitlerinden
zenginleşir.
Demir yetersizliği anemisi, gebe ve emziklilerde sıkça görülen bir
sağlık sorunudur. Bu sorunun önüne geçmek için; kırmızı et, diğer et türleri,
kuru baklagil ve koyu yeşil yapraklı sebze tüketilmesine özen gösterilmelidir.
Yapılan testlerde kan değerleri istenilenden düşük olan annelerin, kuru meyve
ve pekmez tüketimlerini arttırmaları gerekir. Vücutta demirin daha yararlı
kullanılabilmesi için her öğününüzde C vitamini kaynağı olan sebzeler ve
meyveler yer almalıdır. Çünkü C vitamini, vücutta demirin emilimini arttırır.
İşlem görmüş et ve et ürünlerinden kaçınılmalıdır. Bu tür et ürünleri,
insan vücuduna zararlı olan nitrit ve nitrat bileşikleri içerirler. Ayrıca, bu
tür bileşikler evde uygulanan pişirme işlemiyle de oluşabilir. Bu nedenle,
kızartma ve kavurmalardan uzak durulmalı, haşlama, ızgara, fırınlama yöntemleri
tercih edilmelidir.
Bu dönemde sigara ve alkol kullanılmamalıdır. Alkolün bileşenlerinden
olan etanol, süt verimini azaltırken, sigarada yer alan nikotinin de az miktarda
süte geçtiği bilinmektedir.
Her zaman taze ürünlerin tüketilmesine dikkat edilmeli, küflü, zamanı
geçmiş ürünlerden uzak durulmalıdır. Aflatoksin M1, karaciğer kanserine yol
açan aflatoksin B1’in yıkım ürünüdür ve anne sütüne geçer. Küflenmiş tahıl ve
hububat tüketimi, bu tehlikeli maddenin anne sütüne geçmesinin başlıca
nedenidir. Fakat bu tür besinler ile beslenmiş inekten elde edilen süt ve süt
ürünlerinin tüketimi de, aynı sonuca yol açar. Bu nedenle, sadece güvendiğiniz,
uygun üretime ve kalite belgelerine sahip firmalardan besinlerinizi temin
etmeniz önemlidir.
Memeleri her emzirmeden önce temizlemeye gerek yoktur. Memeler asla
sabunla ya da başka bir temizleyici ile yıkanmamalı, gerekirse sadece su ile
duş alınmalıdır. Anne sütü bebeği hastalıklardan koruyucu o kadar çok madde
içerir ki bu yolla mikrop bulaşmasından korkulmaz. Bebeğe mikroplar ellerden
bulaşır. Önemli olan “ELLERİN YIKANMASI”dır. Eller, vücutta, evde, hastanede
veya çevrede bulunan her türlü mikrobu taşır. Anneler ve bebeğe bakan kişiler
bunu hiç unutmamalıdırlar. Meme ucunun bakımı için özel olarak kremlerin
kullanılmasına gerek yoktur. Memenin ucunun olmaması, ucunun içe çökük olması
ya da ucunun büyük olması emzirme için problem değildir. Bebek zaten memenin
sadece ucunu değil ucun etrafındaki kahverenkli bölgenin büyük bir bölümünü de
alarak sütü emer. Yani meme dokusunun büyük bir bölümünü ağzına alır.
Bebeğin memeyi uygun şekilde tutması meme başının daha az tahriş
olmasını sağlayacaktır. Her emzirmede ilk verilen memeyi değiştirmek, her iki
memenin de yeterince boşalmasını ve tekrar sütle dolmasını sağlayacaktır. Bir
öğünde bebeğin isteğine göre ikinci memeyi verebilir veya vermeyebilirsiniz.
Emzirmeden önce memenin herhangi bir temizleyiciyle temizlemesi gerekmez, meme
başı ve etrafındaki koyu renkli bölgenin tahrişinin artmasına neden olabilir.
Bu koyu renkli bölgeden yağlı ve kokulu bir salgı memeyi doğal olarak
korumaktadır. Memelerin sık sık ve özellikle sabunla yıkanması, karbonatlı su
ile silinmesi bu doğal koruyucuya zarar verebilir. Meme başına bir bakım
malzemesi sürüldüyse, suya batırılmış temiz bir bezle meme başı ve civarı
hafifçe silinmelidir. Meme başında çatlakların ve tahrişin az olmasını sağlamak
için göğüsler sık sık havalandırılmalıdır.
Anne sütü, süt kanallarından süt sinüslerine geçerek, kolaylıkla meme
başını yakalamış bebek tarafından alınabilir. Ancak bu organizasyonda annenin
psikolojik durumu, oksitosin salgılanması ve süt salınması üzerinde son derece
etkilidir. Bu nedenle bebeği memesine tutmuş anne mutlu ve huzurlu, emzirmeye
hevesli, sütünün geleceğinden ve bebeğini besleyeceğinden emin, dolayısıyla
heyecansız ve tasasız bir anne olmalıdır. Seyirci karşısında süt salınma
refleksi engellemeye uğrayabilir.
Emzirmekteki en önemli kural inançlı olmak. Sütünüzün yettiğine ve
yeteceğine mutlaka inanmalısınız. Buna ek olarak iyi beslenmeli ve
dinlenmelisiniz. Gece dinlenebilmek çok önemli çünkü prolaktin hormonu gece
salgılanan bir hormon. Tatlı şeyler tüketip gereksiz kilo almaktansa, bol sıvı
tüketin, bol sütünüz olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder